Tohum

tohum
Gün doğmamıştı henüz, sobanın alevi Tuğba'nın yüzünü aydınlatıyordu. “Hadi kızım, sabah oldu.” diyen annesinin sesi ile gözlerini açtı. Yemekler çoktan hazırlanmış, mis gibi kokular bütün evi sarmıştı. Kahvaltı zaten hazırdı, fırında patatesler de öğlen yemeği için pişmişti. “Anacığım nasıl bu kadar erkencisin?” diyerek yataktan kalktı Tuğba. Annesi her gün, gün doğmadan önce uyanır; işleri planlar vakit kaybolmasın diye yemekleri hazırlardı. 
Güneş doğuyor, yeni bir gün daha başlıyordu. Çiğ yağmış, yerler hafifçe ıslanmıştı.
“Fasulye ekimini bugün bitirelim, gayret edelim.” dedi annesi. Fasulye, kabak ve mısırı birlikte ekiyordu her yıl. Meğer bunlar birbirlerini beslerlermiş; mısırın etrafına fasulye sarılır, kabak da mısırın etrafına dolanırmış. Tarlada gezinirken kocaman bir kabağın sallandığını görebilirdiniz. 
Üç farklı ürün bir tarlada gayet güzel yetişirdi. Her biri kendi tohumundaki yazılıma göre yol alırdı. Sahi, kim yazmıştı bu yazılımı? Hayatta kalma mücadelesinde üçü de farklıydı. Buna rağmen birbirleri ile bir uyumları vardı. 
Tuğba, bütün gün güneşin altında çalışmış, yorulmuştu. Buna rağmen çok keyifli vakit geçirmiş, yeni şeyler öğrenmişti. “İşte kızım,” dedi annesi “belki biraz fazla koşturmuş olabiliriz ama bak bir günde bitirdik. Bir gün, bir yılı besler. Biz bu ekimi yapmasaydık, nasıl verimli olacaktı bu bahçe? Biz oluşturduk sebebini, Allah verir bereketini. “
Gerçekten de öyle değil miydi? İnsan ancak olmasını istediği şey için çabalar, çalışır, sebep oluşturur. Sonucu RABbimiz verse de vermese de hayrımıza değil miydi? Tuğba ve annesinin tohumları toprakla buluştu, onlar sebeplerini oluşturdu. Bir gün, bir yılı beslerdi… 
İnsanda da benzer bir durum yok muydu? Hem farklı insanlar, bu farklılıkları kabul edip aynı evde, uyum içinde yaşayabiliyorlardı. Hem de bir evladı yetiştirmek bir tohumun yetişmesi gibi değil miydi? Eğer onu doğru toprağa, doğru yöntemle ekerse...
"İyi evlat" denir, “iyi evlat” nasıl olur? Peki “iyi ebeveyn” nasıl olunur? İyi bir aile olabilmeyi de öğrenmek gerekmez miydi? Ailedeki doğru bir davranış, tohum ekmek gibiydi. Yeter ki doğru tohumu, doğru toprakla buluşturalım. Nihayetinde iyi insan yetiştirmek için yeterli sebepleri oluşturalım. 
Peki, bunun bir formülü var mıydı? Nasıl olmasın ki! Tohum yetiştirmenin bir formülü olduğu gibi, insan yetiştirmenin de elbette bir formülü vardı...

Bütün mesele bugün karaya bir damla ak düşürmek...
Ortalığı beyaza bürümek değil...

Y.H.

Yorumlar

  1. Bir tohumdan bir ağaç yetişir, az çok olur:)

    YanıtlaSil
  2. İnsan yetiştirmeye gönül vermiş herkese selam olsun. Emeklerine sağlık.

    YanıtlaSil
  3. Bir doğru hamle bir hayatı besler:) Ellerinize sağlık..

    YanıtlaSil
  4. Damlaya damlayaaa göl oluur ALLAH isterse ne olmaz ki :) elinize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Biz oluşturduk sebebini, ALLAH verir bereketini🩷

    YanıtlaSil
  6. insanın tek sorumlu olduğu şey doğru sebepleri oluşturmak... kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  7. Böylesine önemli konularda insanın hiç yöntem öğrenmeden el yordamıyla bir şeyler yapmaya çalışması çok ilginç değil mi? Oysa birileri o yollardan daha önce geçti, bir şeyleri daha önce yaptı ve başardı. Gerçek yöntemleri öğrenebilmek insan için çok büyük bir konfor olmaz mı?

    YanıtlaSil
  8. Toprağına ilim ekebildiğin insan, sonrada toprağını delip çıkmasını sabırla beklediğin bir öykü.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder