Organlar Konuşursa

Organlar Konuşursa

“Ne oldu şimdi? Saat 12 oldu hala kahvaltı yapmadı. Bugün diyete mi girdi acaba?“ diye seslendi beyin. O sırada telaşla mide konuştu. “Ay inşAllah diyete girmemiştir. En son diyetteyken saatlerce yemedi. Ben de dinleniyorum sandım, kendimi bakıma aldım.  Ama sonrası çok fena. Ödül gününde bir isyan çıktı. Gemileri yaktı, yemek üstüne bir de tulumba çaktı. Üç porsiyon tatlıdan yarına bırakmadı. Tüm gün yandım kavruldum.” 

Oradan lafa bağırsaklar girdi. “Asıl bana sor bana, neler çektim neler.  Ardı sıra kesilmeden gelen misafirler.  Hepsini ağırlamaya çalıştım, sindiririm dedim ama sindiremeyince birbirlerine yığdım, kıvrana kıvrana çıkışa uğurladım.”

Karaciğer efkârlı ses tonuyla “Gençler ben çok yaşlandım. Artık şekeri dengeleyecek ne halim kaldı ne de takatim. Yakında insülinler yolculuğa çıkmak istemez. Bunlara da ücretsiz ulaşım imkânı var fakat hep şikâyet ediyorlar. Sürekli kanda dolaşıp durmaktan yorulmuşlar. Gümrükte yığılma oluyormuş, hücreye de geçemiyormuş.”

Böbrek söze girdi. “Onu bunu bırakın da bugün bizi ne bekliyor bilelim. Neyle karşılaşacaksak ona göre hazırlığımızı yapalım. Diyette olduğumuzu düşündünüz ama diyet değil, eminim. Çünkü diyette olsa su içerdi. Hiç su içmedi bugün. Bekledim, bekledim, baraj gibi akacak su dedim. Akmadığına göre bir şey var. Bazen oluyor hiç su gelmiyor; kıtlık, sefalet, çorak iklim toprakları. Bazen oluyor, sel suları gibi yığıyor. Öyle oluyor ki suyu kullanamadan iletmek durumunda kalıyorum. Şunun dengesini bir tuttursa bu iş çözülecek. Ben de bu kadar yorulmayacağım.” 

Beyin tekrar söz aldı. “Vücut iletişim başkanlığı merkezinden duyuru! Bugün vücut oruçluymuş, akşam iftarda yemek gelecekmiş. O vakte kadar herkese restorasyon. Herkes kendi bakım ve onarımlarını yapabilir. Bu sürede vücudun ihtiyacını vermekten de gocunmayın.” 

Mide ve bağırsaklar aynı anda bağırdı. “Oleyyy uzun zamandır bu kadar sevinmemiştik. Harika bir vücut temizliği olacak. Hemen vücudu toksinlerden arındıralım.” Karaciğer durur mu, hareketlendi o da. “Ben de karaciğeri toksinlerden arındırayım. Zaten depolarım dolu, glikojen var, ihtiyaç olursa gönderirim.” Beyin gülümsedi, söze devam etti. “Yeni sinir hücreleri oluşturmak için harika bir zaman. Benim tamirat işleri çok daha fazla olacak. Ama işin sonunda hafıza ve bellek güçlenecek. Öğrenme ve algılama daha iyi seviyelere gelecek. Stresim azalacak yahu daha ne olsun!” Kalp de sohbete katıldı. “Stres azalınca tabi benim yüküm de azalacak. Tansiyonu dengeleyip kolesterolü azaltacağım. Kendimi iyileştirip güçlendireceğim. Sahi oruç hepimizin şifasıymış, derdimize dermanmış.” 

Bunun üzerine mide düşünceli bir şekilde beyne seslendi. “Beyin, söyler misin? Nasıl oruç tutabiliyor? Normalde diyette olsa dayanamaz. İlla kaçamak yapıp ağzına atar. Nasıl oluyor da oruç tutarken yemiyor, kendini tutabiliyor?”  Beyin cevap verdi. “Aslında her şey onun net olmasıyla ilgili. O kadar net ki; aklına yemek dahi getirmiyor, yakınından bile geçmiyor. Bir hedefi var ve emin bir şekilde hedefine doğru gidiyor. Böylece biz de açlık sinyalleri göndermiyoruz, onu içeriden besliyoruz. Onun netliği irade sahibi olmasını sağlıyor.” Peki dedi mide yeniden. “Onu bu kadar emin kılan şey nedir?”  Beyin bu sefer sözü kalbe bırakmak istedi. “Bunun cevabını kalp daha iyi açıklayacaktır.” 

Kalp konuşmaya başladı. “Oruç nefse ters gelen bir durum aslında. Çünkü imkân var yemiyor, süre koyup bekliyor. Oysa insan her konuda sabırsız ve acelecidir. Bunu yapmasını sağlayan Rabbine olan inancı. Rabbi ye deyince yer, yeme dediği an kaşığı bırakır. İtaat edip huzurla dolar. Böylece tüm Ramazan hem vücudunu hem kendini arındırır. Somut ve soyutta birçok fayda ve hayır görür. İşte o yüzden Ramazan başkadır. Keyfi de tadı da damakta kalır.”

Organlar böyle aralarında konuşurlarken yeni bir sinyal gelir. “Vücut iletişim başkanlığından duyuru! Yeni sürecimiz hepimize şifa olsun. Ramazan ayında gönlümüze işlerimize sabır, dayanışma, huzur, mutluluk dolsun!”


Bütün mesele bugün karaya bir damla ak düşürmek...
Ortalığı beyaza bürümek değil...

Y.H.

Yorumlar

  1. Hoşgeldin ya şehri Ramazan 🤍💫

    YanıtlaSil
  2. Meğer oruç şifaymış her organ her hücremize😊

    YanıtlaSil
  3. Çok keyifli anlatılmış organlarımızın iletişimi emeğinize sağlık🌺

    YanıtlaSil
  4. İçerde herşeyden haberdar, sabırla senin doğru davranmanı bekleyen bir ekip var. Aralarındaki bu derin muhabbet bize ulaşmadığı için kusurlu davrandıklarını düşünmemiz çok acı. Tüm geri bildirimler bizimle ilgili..

    YanıtlaSil
  5. Çok ama çok eğlenceli bir yazı olmuş, organlar arası iletişimde ustalık 😊

    YanıtlaSil
  6. Çok tatlı bir yazı olmuş. Gerçekten bir de organları dinlemek gerekmez mi? İnsan işte hep ben konuşayım herkes beni dinlesin istiyor. İyi de her yerde başrolü hep sen kapamazsın ki :)

    YanıtlaSil
  7. Organlarin iletisimde oldugunu unutuyoruz. Cok guzel bir akterim olmus

    YanıtlaSil

Yorum Gönder