Ya Hepimiz Aynı Olsaydık

 Ya Hepimiz Aynı Olsaydık

farklı olmak kötü mü

İçini ısıtan güneşle birlikte esen rüzgâr Ayla'da uzun zamandır özlemini çektiği bir hissiyat oluşturmuştu.  Birden gözü birbirinden farklı çocuklarına ilişti. Farklılıkların güzelliklerini anlamaya başladığından beri hayata eskisi gibi bakamıyordu. Hayatın farklılıklarla güzel olduğunu görebiliyordu artık. 
Üç çocuğu vardı Ayla’nın. Ali, annesine olan sevgisini topladığı renkli çiçeklerle gösterirken, Zehra annesine şarkı söylemeyi tercih ediyordu. Rıfat ise annesine sarılarak sevgisini gösteriyordu. Farklılıkları sadece yetiştirmeye bağlardı eskiden. Anne nasıl yetiştirirse çocuklar da öyle olur derdi. Bu sebeple ne kadar da zorlanmıştı. Üçüne aynı yöntemlerle yemek yedirememiş, aynı şekilde kıyafet giydirememişti. Çocukların masal dinleyişleri bile farklıydı. Çocuklarında farklı farklı insanları görüyordu. Bunu fark ettikten sonra artık müşterilerine de akrabalarına da komşularına da farklı şekilde yaklaşması gerektiğini anlamıştı. 

İnsanlar farklıdır tıpkı Ayla'nın çocukları gibi. Farklılıklar hayata zenginlik katar. Doğada gördüğü farklı renkteki farklı dokudaki çiçekler gibi. Yediği farklı lezzetteki yemekler gibi. Her biri ayrı tat katıyordu hayata. İnsanlar farklılıkları nasıl yönetebileceğini bilince farklılıklardan keyif alır hale gelirler. Farklılıkların avantajlarını kendisine katabilir. Ama farklılıkları olumsuzluk olarak görünce yıllarca içinden çıkamadıkları bir problem haline getirebilirler. 
Ayla bunları düşünürken gözleri birden ayaklarına kaydı. Ellerinin, ayaklarının, gözlerinin her birinin ayrı özelliği ayrı görevi vardı. Biri diğerinden üstün değildi, hepsi özeldi. Sonra ellerine baktı. Bir parmağı diğerinden daha özel değildi, her birinin ayrı görevi ayrı özelliği vardı. 

İnsanlar da doğuştan gelen özellikleri ile daha üstün değillerdi. Her birinden öğrenilecek geliştirilecek kısım var diye düşündü Ayla. Her çocuğundan farklı bir özellik katmıştı kendisine. Eksikliklerini gidermişti böylece. Birbirlerini tanımadıkları zamanlarda yaşadıkları tartışmalar gelmişti aklına. İnsan kendisinden farklı olanı anlamlandıramayınca, onu yanlış olarak görebilir. Kendisini doğru olarak görürken çevresindekileri de düzelmesi gereken kişiler zannedebilir. 
Ayla da ailecek birbirinin olumlu özelliklerini kendilerine kattığı andan itibaren hem geliştiler hem de geliştirdiler. Uyumsuz oldukları zamanki çatışmaları, yerini keyifli ilişkilere bıraktı. 
İnsanlar kendi özellikleri ile çevresindekilerin özelliklerini harmanlayarak gelişir ve kaliteli ilişkiler kurabilir.

Bütün mesele bugün karaya bir damla ak düşürmek...
Ortalığı beyaza bürümek değil...

Y.H.

Yorumlar

  1. "İnsanlar doğuştan gelen özellikleri ile üstün değillerdir." ne güzel bir detay, kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  2. İnsanın kendisini ve başkalarını tanımaya çalışması, emek gerektirir.

    YanıtlaSil
  3. Farklılıklar hayata zenginlik katar… çok güzel bir yazı. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  4. Farklılıklar ne ve neden var, bunu anlamak hayatı kolay ve keyifli yapıyor, teşekkürler:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder