Niyet ve Başarı
Serdar, hafta sonu eşi ve çocuklarıyla birlikte, Çanakkale’ye bir akrabasını ziyarete gitmişti. İlk başta yol gözünde çok büyümüştü. Ama Çanakkale Köprüsü üzerinden gidince yol tahmin ettiğinden daha kısa sürmüş; yaklaşık 5 saatte varmışlardı şehre.
İlk önce yeni otobanlar ve Kaz Dağlarının yakınlarına yapılan yeni konut projeleri dikkatini çekmişti. Köprünün yapılması ile şehre ulaşılabilirlik artmış ama bununla birlikte doğal yaşam bozulmaya başlamıştı. Köye vardıklarında akrabası Ahmet Amca ve ailesiyle birlikte açık havada güzel bir kahvaltı ettiler. Ardından bahçeyi gezdiler.
Ahmet Amca:
“Serdar, yeğenim! Bu yıl geçen seneyle aynı miktarda fasulye, domates, biber, kabak, salatalık ve roka ektim. Fakat bu sene verim azaldı toprakta. Aynı geçen seneki gibi ekip biçmeme ve sulamama rağmen, daha az ürün verdi toprak maalesef. Komşularımla ve civar köydekilerle de konuştum. Onlar da aynı şeyleri söylüyorlar.”
Serdar: “Ahmet Amca, söylediklerin doğru. Toprağın verimliliği bu yıl azaldı. Tarımda ve hayvancılıkta verim olmayınca bu, şehir hayatına ve bizim işlerimize de yansıyor.”
“Nasıl yani?” diye sordu Ahmet Amca.
Serdar: “Şöyle ki; toprak vermediğinde şehirdeki ticaret de bereketli olmuyor. Çalıştığım şirketlerde de yeni işler alıyoruz ama kârı az oluyor, para kazandırmıyor.”
Güzel bir hafta sonu tatilinin ardından yeni haftaya tekrar İstanbul trafiğinin içine girerek başlamıştı. Siyah takım elbisenin içine eşinin özenle ütülediği, sakız gibi bembeyaz gömleğini giymişti. Sabah saat sekizdeki toplantıya yetişmek için yola koyuldu ve yapılan işlerin gerçekten ne kadar anlamlı olduğunu sormaya başladı kendi kendine.
Derken heybetli, camları ışıl ışıl olan plaza görünmeye başladı. Plazanın 12. katında yapılan haftalık toplantılar, konuşulan ekonomik tahminler ve ekonomik beklentiler… Bir proje alındığı için yapılan kutlamalar, övgü dolu konuşmalar… Yaptığı işte başarılı olmasına rağmen, içine sinmeyen bir şeyler vardı.
Toplantı salonuna girdiğinde ortamda değişik bir atmosferle karşılaştı. Selamlaşma ve hâl hatır sorulduktan sonra üst yönetimdeki Mehmet Bey, sözü Serdar’a verdi. Sunumda Serdar, son çalıştıkları projeye ilişkin hazırlık sürecini anlattı. Projeyi hedefledikleri gibi tamamladıklarında nasıl bir sonuç çıkacağı ile ilgili öngörülerini iletti.
Öngörülmeyen problemlere çözüm üretme
Sunum sonrasında Mehmet Bey:
“Serdar Bey, şimdiye kadar gösterdiğiniz performans ve imza attığınız verimli projeler için teşekkür ederiz. Fakat son dönemde ekibinizde bir durum tespit ettik. Satın alma birimindeki Enver, hatalı satın alma kararları almış ve bundan kendine bazı menfaatler sağlamış maalesef. Dolayısıyla şirketimiz zarar görmüş bu durumdan. Enver’in işine son verilmesi gerekiyor. Konu ile ilgili raporlara ve bizim görüşümüzü içeren yazıya siz de bir bakın. Kendi içimizde konuyu tekrar bir değerlendirelim. Ardından Enver’in iş akdinin feshedilmesi için kendisiyle birebir görüşme yapmanızı rica ediyorum.”
Serdar, meydana gelen bu sonuçtan üzüntü ve mahcubiyet duydu. Kendi tarafında neleri atlamış olabileceğini düşündü. Raporları ve süreçle ilgili yazıyı okuduktan sonra tekrar bir araya geldiklerinde söz aldı:
“Öncelikle ekibimizde oluşan bu durum nedeniyle üzgün olduğumu belirtmek isterim. Bir daha bu tarz bir olayla karşılaşmamak için neler yapabiliriz diye düşündüm. Konuyu detaylı bir şekilde analiz ettim. Şirket içinde tüm departmanlarda sıkı bir iç kontrol sistemi kurulmalı. Kişiler değişse de iç kontrol sistemi tüm bölümlerde oluşabilecek aksaklıkları tespit edip önlemler alabilmeli. Sistem kurulmasına ilişkin olarak elimden geleni yapmaya ve uygun görürseniz görev almaya hazırım.”
Böylece problemi tanımlamaya ve tanımlanan probleme çözüm getirmeye çalışmıştı.
İnsan hayatında her alanda problemle karşılaşabilir. Bazen bunlar öngörülemeyebilir de. Önemli olan asıl problemi tespit edip ona yönelik çözüm üretebilmektir.
Asıl problemi tespit etmek, asıl çözümü görmek asıl başarıyı da beraberinde getirecegi icin insanin icindeki o birseyler eksik hissiyatı da ortadan kalkacaktır...Teşekkürler, kaleminize sağlık...
YanıtlaSilElinize sağlık güzel bir giriş olmuş ancak gelişme ve sonucun bağlantısını anlayamadım 👀
YanıtlaSilEkonomide bütün sektörler zincirleme birbirini etkiler. Tarım sektöründe meydana gelen bir sıkıntı, şehir hayatına ve başka sektörlere de yansır. Ekonomideki meydana gelen olumsuz bir gelişme, insanların davranışlarına da yansır. İşsiz kalabileceği endişesiyle kişi, çalıştığı yerde usulsüz davranışlarda bulunabilir. İşe geç gelen biri, ekip arkadaşını rahatsız edebilir.
SilÇalışan plaza insanlarının hayatları ne kadar da gerçeklikten uzak… Dizilerini yaptıkları elektriksiz dünya bir gün gerçek olursa şehirdeki insanlar ne yapacaklarını bilemeyecekler.
YanıtlaSilİnsan ancak gerçek probleme gerçek çözüm üretebilir. Emeğinize sağlık.
YanıtlaSilBu kadar karmaşanın içinde asıl problemi deşifre etmek ne büyük konfor..
YanıtlaSilİnsan gerçek problemi bulunca çözüm üretebiliyor… yoksa sahte olanın içinde dönüp duruyor…
YanıtlaSilİnsan sadece kendi yapıp ettikleriyle bir yere varabildiğini zannediyor. Oysa düşündüğümüzden çok fazla birbirimize bağlıyız. Toprak üretmese pazarlamacıya da gerek kalmıyor.
YanıtlaSilGerçek problemi bulana çözüm de veriliyor🌿
YanıtlaSilİnsan problemini nasıl çözebilir? Hayatın en anlamlı sorularından biri.
YanıtlaSilProblemden kaçmak değil çözüm üreten tarafta olabilmek...
YanıtlaSilNerede hata yaptığını fark edebilmek onu yapmamak için tekrar önlem almak büyük mağrifet
YanıtlaSil