İDEAL EŞ
“Kusursuz Evliliğin Sırları…”
“İdeal Eşin Özellikleri…”
Genç kızlığından beri ilişkiler üzerine yazılar okumayı çok severdi. Bu konuda bulduğu tüm yazıları okur ve kusursuz beyaz atlı prensinin hayallerini kurardı. O prensin geleceğine inandırırdı kendisini…
Son zamanlarda bu tarz başlıklar yine karşısına çıkmaya başlamıştı. Elinde o yazılardan biri vardı, okumaya başladı… Kırmızı renkli harflerle kocaman bir başlık atmışlardı;
“İdeal Eşte Aranan Özellikler”
- Dürüst
- Yakışıklı
- Duygusal
- Mizah anlayışı olan
- Saygılı ve sevgi dolu
- Aile ilişkileri kuvvetli
- Alışveriş ve seyahat etmeyi seven
- Mantıklı düşünebilen
- Hoşgörülü
- Düzenli
- Sanata ve doğaya meraklı
…
Liste böyle uzatıp gidiyordu. Sonra durdu, düşündü. Önceki hayallerinin aksine "Ah ne mümkün…!” diye iç geçirdi. Zaten böylesini bekleye bekleye otuzlu yaşların ortasına gelmişti. Evlenmek istiyordu fakat bir türlü içine sinen bir aday olmuyordu. Annesinin, arkadaşlarının onu birileriyle tanıştırma çabaları şimdiye kadar pek olumlu sonuç vermemişti. Bir şekilde olmuyordu. Her şeyi iyi gibi görünse de bir yerden patlak veriyordular sanki.
Dürüst olsa düzenli olmayabiliyordu. Aile ilişkileri güzel olsa, görsel olarak istediği gibi olmuyordu. “Çok iyi tam da aradığım aday!” derken, bu defa da fazla ciddi buluyordu. Giyim tarzından, dişindeki maydanoza kadar her şeye takılabiliyordu. Dört dörtlük olanını arıyordu…
Peki gerçekten eksiği olmayan bir insan var mıydı?
Biz eksiksiz miydik her şeyden önce?
Her insanın bu hayatta eksik olduğu tarafları vardır. Eksik olduğu yanları olduğu kadar, iyi olduğu yanları da vardır.
- Kimi insanlar daha duygusalken, kimileri olaylara daha mantıklı yaklaşır…
- Kimi sevgi bekler kimi saygı…
- Kimi hep hareket ister kimi sakinlik arar…
- Kimi hep birileriyle birlikte olmak ister kimi daha bireysel takılmayı…
- Kimileri doğaçlama yaşamayı severken, kimileri düzen insanıdır…
Ve hepsinin kendine göre artıları vardır.
Anlık programlara uyumlanmak insanı daha esnek yaparken; düzenli olmak yapılan işlerde süreklilik sağlar.
Duygusal olmak hayatı anlamlı kılarken mantıklı yaşamak bizi çözüme ulaştırır.
Ve biz her iki özelliğe de ihtiyaç duyarız. Bizler ilişki kurarak aslında eksik taraflarımızı tamamlarız. Bunun için böyle bir çabaya gireriz. Yoksa eksiğini tamamlama derdi olmasa, insan neden diğer insana ihtiyaç duysun ve onunla ilişki kursun ki?
Her insan artılarının yanında eksilere sahiptir ve eksilerini tamamlayacak olanlarla ilişki kurar. Önemli olan, insanın somut ve soyut ihtiyaç ve önceliklerinin ne olduğunu doğru bir şekilde tanımlayabilmesi ve bu ihtiyaçlara göre ilişkiler kurabilmesidir.
Böyle olduğunda ilişkilerde çiftler birbirlerini tamamlamaya ve bir olmaya başlar.
Birbirini ve kendini tanımak, eksikliklerini tanımlayarak kendini tamamlayacak eş adayını tanımak için ‘Kim Kimdir?’ programımıza davetlisiniz…
Mükemmellik bu dünyada yok. Her şey hep bir parça eksik. O eksiklik diğerindeki fazlalıkla tamamlansın diye. Tam arayan eksik kalıyor aslında ne acı. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilHayatımıza dahil edeceğimiz kişiyi tanımak çok önemli gerçekten. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilKusursuz insan, kusursuz evlilik arayışıyla zamanını bosa harcıyor insan, evlilikte kıvamı yakalayabilenlere ne mutlu :) Kaleminize sağlık...
YanıtlaSilİnce bir konu ancak bu kadar incelikli anlatılabilirdi... Kaleminize sağlık.... Hele video :)
YanıtlaSilSenin olmazsa olmazların ne, peki ya olursa olmazların😊
YanıtlaSilsenin önceliğin ne, ne olmazın ne olurun çok güzel bir konfor emeğinize sağlık
YanıtlaSilFaydaya odaklanmanın yanında keyif alabilmek de hayatımızda dengeye gelebilmemizi sağlıyor.
YanıtlaSilYazıyı okurken şunu düşündüm biz evliliğe ilişkiye “gerçekten” hiç hazırlanmamışız. Kahve makinesinin markasını düşündüğüm kadar ilişkide nasıl davranmam gerektiğini düşünmemişim. Şükür fark ettirene
YanıtlaSil