Kaliteli Uykular… Mutlu Sabahlar…
“Uyku, hayat kalitesini ve bağışıklık sistemini etkiliyor. Kaliteli uyku, üretkenliği artırdığı gibi, bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Bu sebeple uzmanlar, gece uyumadan önce mümkün olduğu ölçüde cep telefonundan, bilgisayardan uzak durulmasını tavsiye ediyorlar.”
Bu bilgiler Bahar’ın takip ettiği sitede yazıyordu. Kendine işittirmek istercesine sesli bir şekilde yazılanları okudu. Son aylarda halsizlik, sürekli uyuma isteği, sabahları ayılamama gibi problemler yaşıyordu. Doktora gözükmüş, gerekli testler yapılmış ama bir şey çıkmamıştı. “Acaba yaşadığım sorunlar uykumdaki kalitesizlikten mi kaynaklanıyor?” diye düşündü.
“Geç saatlerde yenen yemek insanın uykuya geçişini geciktirir. Vücut kendi dinlenme ve onarımına ayıracağı enerjiyi ve vakti yediklerimizin sindiriminde harcar.”
Yazı bu şekilde devam ediyordu. Bahar akşam yemeği sonralarını hatırladı. Bir şeyler atıştırmayı severdi, ta ki uyuyana kadar. Çay, kahve, meyve, çikolata, bazen tatlı, bazen patates kızartması, hatta bazen de pizzalar…
Bahar’ın bunları yemesinde sorun yoktu ancak yediği saatte sorun vardı. Uyumadan birkaç saat önce bunları yediğinde vücuduyla savaş halinde oluyordu. Vücudu yediklerini sindirmeye çalışırken o hareketi kesip uykuya dalmaya çalışıyordu. Burada bir tezatlık vardı. Organlarımın sesi olsa; belki de “Yemeee, yemeeeee artık bu saatte, bıktırdın biziii” diye bağırırdı diye geçirdi içinden :)
Bu, işin yemek boyutuydu… Bir de Bahar’ın uyumadan önceki seremonisi vardı… “Haydi şimdi diş fırçalama zamanı”, Haydi şimdi odamızı havalandıralım”, “Haydi şimdi rahat kıyafetler giyelim” gibi bir süreç değildi bu seremoni. Çoğumuzun normalleştirdiği, bir sorun görmediği, dinlendiğini sandığı bir yanılgıydı. Kafasını bu şekilde boşalttığına inanıyordu. Kafasını boşaltan bu seremoni, yatağa girip, eline telefonunu alıp uyku öncesi şöyle bir turlamaktı. Haber siteleri ve video içerik kanalları… Kaçırdığı diziler, sosyal medya hesaplarında insanların paylaştıkları ve onların altına yapılan yorumlar… Ve tabi son indirime girmiş alışveriş siteleri... “Şu da güzelmiş, bu da güzelmiş. Aaa, bunun başka rengi var mıymış? Peki istediğim beden hangi mağazada varmış?” gibi ilgisini çeken sayfalar…
Durun durun, whatsapp gruplarını unuttuk. Yaklaşık yirmi kadar gruba eklenmişti. Gruplarda sürekli mesajlaşma trafiği olurdu. Grupların olmasında sorun yoktu aslında. Sorun Bahar’ın o gruplara baktığı saatlerdeydi. Tüm gün yoğunluktan mesajlara üstünkörü bakar, uyku öncesi başa döner detaylıca okurdu. Bu da saatlerini alırdı… Bahar her defasında “On dakika bakıp uyurum.” dese de dakikalar saatleri bulurdu. Yarım saat, bir saat derken bazen iki saati bile bulduğu olurdu. Haliyle uyuması saat gece üçlere kadar sarkardı. O saatte uyuyup sabah 6’da kalkardı… Ve tabi ki üç saatlik uykuda yetmezdi.
Her sabah uyandığında gözlerinde çok ciddi bir sızı ve göz kapaklarında ağrı hissederdi. Bu da hem ayılmasına engel olurdu hem de güne mutsuz, motivasyonu düşük başlamasına sebep olurdu. Yataktan adeta sürüne sürüne kalkardı. Surat asık, bitkin bir halde ofise giderdi. Kendine gelip, yüzüne tebessümünü takınması öğleni bulurdu ama gözlerindeki sızı neredeyse tüm gün devam ederdi. Ofisteki arkadaşlarından biri gözlerinde göz kuruluğu olabileceğini söyledi. Arkadaşının tavsiyesi üzerine doktora gitti. Doktor hastalığın sebeplerini sayınca hepsini yaptığını fark etti.
Çok fazla ekran karşısında olmak, ekrana çok yakın bakmak, özellikle uyku öncesi karanlık ortamda telefona bakmak göz kuruluğuna sebep olabilir.
İnsanoğlu garip bir canlı. Uyumak için yatağa girer ama uyuyacak bir insan gibi davranmaz. Yatağının, gecenin, dinlenmenin hakkını vermez. Vücudunun o saatlerde salgılanması gereken hormonlarını salgılanmasına engel olur.
Deneyimsel Öğreti der ki; bulunduğun yerde ol. Üstünde pijamalar olan bir insanın, ışık kapalı ve yatağındayken yapması gereken nedir sizce? "Uyku", öyle değil mi :) Bahar’ın da yapması gereken, bulunduğu yerin yani uyku öncesi sürecin hakkını vermekti.
"Yatak", dinlenmek ve güzel bir uyku çekmek için var olan bir eşya ise; o halde o eşyanın hakkını verelim. Bulunduğumuz yerde olalım…
Herkese kaliteli uykular :)
Sağ loblu olduğum için sabahki programları sevmiyorum diye teselli olurken gece geç yattığım için sabah modum düşük oluyor o yüzden sabah erken saatte yapılan programları sevmiyorum kısmını kendimden bile saklamışım 🧐 bu güzel yazı için teşekkür ederim. Bulunduğun yerde olmak bir çok kapının anahtarı gibi geldi.
YanıtlaSilİnsanoğlu gerçekten çok garip... İstekleri ve yaptıkları birbirinin zıttı...
YanıtlaSilTam bir handikap insan için maalesef :(
SilUyku da bir sahne, hem de ömrümüzün üçte birini geçirdiğimiz bir sahne.. bulunduğumuz yerin hakkını vermek nasıl da sahteyle engellenmeye çalışılıyor.. çok güzel bir farkındalık yazısı., emeğinize sağlık.
YanıtlaSil“Engellenmeye çalışılıyor” nasıl doğru bir tespit 👌🏻
SilNe tatlı bir yazı ve hepimizin şikayeti yorgunlukların bu seremonileri de yapıyoruz. Öylem tatlı yazmışsınız ki uygulamayı deniycem sizin için :) Tatlı dilin ikna gücü ⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️
YanıtlaSil:))
SilÇok güzel yorumlanmış. Tam da yapmamız gereken ama yapmadıklarımız..
YanıtlaSilHiçbir şey sebepsiz yaratılmadı. Her şey ihtiyaca göre yaratıldı. Öyleyse gece uykusu da kıymetli ve ihtiyaç. Bu konuya dikkat etmek şart.
YanıtlaSilUyku verilen en güzel nimetlerden biri; vücudun ağırlığını hissetmeden özgürce dolaştığınız zaman dilimi, bunu anlayabilmenin tek yolu ,elektromanyetik aletlerin kandırmaca - mış gibi eğlendirdiğini fark edebilmek ve tekrar hayattan daha dar bir yere hapsolmayı kabul etmemek...
YanıtlaSilKaliteli uyku, yaşam kalitesini olumlu yönde etkiliyor. Motivasyonumuzun yüksek olması, iyi bir performans ortaya koymamız uykumuzun kalitesine bağlı.
YanıtlaSilÇok güzel olmuş eline sağlık
YanıtlaSilMükemmel olmuş eline sağlık
YanıtlaSilYine harika bir konuya deginilmiş çok güzeldi 👏👏👏
YanıtlaSilNasıl gözden kaçan sinsi bir şey bu "telefonda vakit geçirme eğlencesi".hem sağlığı hem zamanımızı çalıyor...güya bize keyif verirmiş gibi yapıp elimizden aldıklarına bakınca yazı için çok teşekkürler...
YanıtlaSilBirçok,bilerek yaptığımız ama vazgeçmediğimiz gibi bunuda bilip yanlışa devam edeceğiz.malesef
YanıtlaSilHep yaptığım şeyler ne güzel ifade edilmiş🙈gerçekler acı bir şekilde yüzüme çarpılmış gibi hissettim.Bulınduğun yerde ol!ne doğru🙏🏻
YanıtlaSil
YanıtlaSilHer şeyin bir sebebi olduğunu gördüğümüz gibi her şeyin de bir çözümü olduğunu biliyoruz artık :)
Harika bir yazı benim gibi uyku problemi olab bir sağ lob için 😂
YanıtlaSilKeşke neredeysek orada olmanı n hakkını verebilseydik..
YanıtlaSilNeredeysek orada olabilmek…
YanıtlaSilHayatta herşeyin dengesini bozduğumuz gibi uykumuzun da dengesi bozuldu.
YanıtlaSil“Uyku dengesi” farklı bir pencere açtı zihnimde:) Teşekkür ederim 🎈
Silİnsan bir başladı mı bırakamıyor.. acaba hiç mi elimize almamalı..hiç mi bakmamali.. nasıl sınırlanabilir acaba?
YanıtlaSilKeşke yapabilsemmm... Çok zorlanıyorum.
YanıtlaSilProblemime biri cevap yazmış sanki:)Cevaplarımı aldım teşekkür ederimmm
YanıtlaSilBulunduğun yerde ol!
YanıtlaSilGünümüzde yediden yetmişe hepimizin düştüğü büyük bir tuzağı dile getiren bir yazı olmuş, "Olduğumuz yerin hakkını verebilmek" dileğiyle...
YanıtlaSilEn çok ihtiyacımız olan bir nimet uyku hakkını verenlerden olalım İNŞALLAH
YanıtlaSilSüreçlerin hakkını vermek gerçekten önemli ... elinize sağlık...
YanıtlaSilne güzel anlatılmış. Emeğinize sağlık
YanıtlaSilSıralama tam benlik yani beni anlatıyor. Yorumlara şöyle bir baktım da herkes aynı dertten muzdarip. Bulunduğun yerde ol çok kilit bir yasa, uygulamak nasip olsun inşAllah
YanıtlaSil“Bulunduğun yerde ol”… isteklerle davranışlar zıt olduğunda krizler patlak veriyor.
YanıtlaSilKalitesiz bir uyku hastalıklara davetiye de çıkarıyor... Kaleminize saglik, teşekkürler...
YanıtlaSilÇok eğlenceli bir yazı olmuş. Gaza gelip uyumaya gidiyorum ben :))
YanıtlaSil