HAYALİMDEKİ İŞ
Küçüklüğünde beri çok hayal kurardı. Herkesin özeneceği havalı hayaller…
Çok şık giyinmiş olurdu hayallerinde. Sarı saçları beline kadar dalga dalga iniyor. Yanında sadık ve kibar bir hizmetkar, şahane lüks arabasından inmesine yardım ediyor. Öyle güzel ki ışıl ışıl parlıyor. İnsanları hayran bırakıyor kendine.
İşte Ayşegül’ün çocukluk hayallerinden bir kare…
Ayşegül kim mi? Gelecek günlere ümitle bakan, heyecanlı bir genç çalışan… Zeki, atak, becerikli… Biraz da tez canlı… İş hayatında yüksek pozisyonları hak ettiğine inanıyor. Ve hak ettiğine bir an önce ulaşmayı büyük bir şevkle istiyor. Bunu yaparken de boş durmuyor. O hayalini kurduğu konumdakileri gözlemliyor. Onların giyim kuşamlarına, arabalarına, diğer insanların onlarla konuşma stillerine, yaşamlarına imreniyor.
Bir iş yerinde sürekli kalmanın kendisini körelteceğine inanıyor Ayşegül. Çalıştığı şirketten alabileceği deneyimi aldığına inandığında rakip firmanın kapısını çalıyor. O firmadaki hatırı sayılır tanıdıklarının tam desteği ile yöneticiliği kapıyor.
Hayaller Gerçek Olsa!
Ve nihayet başarıyor! Hayalleri gerçek oluyor… Kim demişti çok zor olacak diye?
Şimdi hayalindeki yöneticiyi inşa etme zamanı…
İlk durak alışveriş merkezi... Eski yöneticilerinde gördüğü markaları ziyaret ediyor. Onların dünyasında var olmak için onlara benzemeli. Oldukça pahalı markalar olsa da kendine yatırım önemli sonuçta...
Ardından güzellik merkezi ve onu daha olgun gösterecek imajı için küçük bazı dokunuşlar…
İşe başladığı gün şirket arabasına kavuşmuş oluyor. “Elveda otobüslerde yer kapmaca günleri, servisle bir saat dolanıp durmalar…”
Sıra ekibiyle tanışmaya gelince kendisiyle daha da gurur duyuyor. Sektör devi global bir firmada yöneticisi olduğu ekibin çoğu ondan yaşça büyük.
Gel gelelim ekibi onu, eski yöneticilerine ekibinin gösterdiği saygı ve hürmetle yaklaşmıyor. Kendilerinden biri yöneticiliğe getirilmediği için biraz haksızlığa uğramış hissediyorlar. Nereden çıktı bu süslü, havalı genç kız?
Hayaller ve Hayatlar…
Ayşegül daha odasının ve yöneticilere özel kahve makinesinin tadını çıkartamadan sorunlar başlıyor. Ardı ardına yapılan toplantılar işkence gibi geçiyor. Üstüne üstlük ekibi onu saymıyor, desteklemiyor. Dışı eski firmasındaki yöneticilere benzese de içerikte sınıfta kalıyor. İşi için gereken birikim, bakış açısı ve olgunluk olmayınca marka kıyafetler pek de işe yaramıyor.
- Çalışanlar nasıl ekibe çevrilir?
- Nasıl motive edilir, hedefe yönlendirilir?
- Sorunlar nasıl çözülür?
Ayşegül bu soruların cevabını bilmiyor. Onun önemsiz gördüğü bir şey çok önemli çıkıyor, önemsedikleri ise mühim olmayabiliyor. Ne işiyle ne ekibiyle ayarı bir türlü tutturamıyor. Biraz tatlı davransa gevşiyorlar. Otorite kurmak için sert yaklaşsa işe yaramıyor. Yabancı dilinin yetersizliği de cabası…
Ayşegül’ün rüya gibi başlayan yöneticilik hayali onu bir kabustaymış gibi bunaltmaya başlıyor. Giydiği kıyafetleri, arabası, odası ona tat vermez oluyor. "Bu pozisyon ona bol geliyor, içinde kayboluyor." Annesinin kıyafetini giymiş bir çocuk gibi hissediyor kendini.
Ne yapacağını bilemiyor. Geriye dönmek çok zor geliyor… Bunu yapsa pes etmiş başarısız olmuş olacak. Öyle görünmek istemiyor ama orada da kalamıyor. Yeterli kas gücü yokken tepeden zirveye konduğu için esen soğuk rüzgarlara dayanamıyor.
"Ah!" diyor Ayşegül. "Keşke İngilizceyi önemseseymişim. Yöneticilik için biraz daha kendimi geliştirseymişim…"
Hayali bir ekibin başında olmak, o pozisyonun avantajlarını yaşamaktı. Yaşadıkları ise hiç hayalindeki gibi olmamıştı. O özendiği yöneticiler giydikleri markalardan, gittikleri kuaförlerden daha fazlasıymışlar meğer. Dışarıdan ne kadar da kolay görünüyordu her şey… Bütün gün alttaki ekip çalışıp didinirken iki toplantıya katılıp iki evrak imzalayıp keyif sürüyorlardı ona göre.
Paketin dizaynındaki albeniyle kendisini iyi gösteren ama içindeki iyi çıkmayınca bir daha tercih edilmeyen ürün gibiydi. Devamlılığı getiren şey paketin içeriğiydi. Hedefi tutturmak değildi önemli olan kalıcılığı sağlamak için o istediği hedefe her yönüyle hazırlanmaktı.
Sınavda kaydırma yapıp en iyi üniversitenin matematik bölümünü kazanmak bir talih mi yoksa değil mi? Matematiği yapamadıktan sonra kazansa dahi mezun olmayı becerebilir mi insan?
Her şeyin zamanla hak ettiği yeri bulduğu bu hayatta Ayşegül’ün koltuk macerası ne kadar uzun sürebilirdi ki?
İnsan hayal kuracak ki ona ulaşabilmek için çabalasın. Mesele hayaller değil o hayallere bizi ulaştıracak hamleler... Önce hayal edelim sonra hayalimize kavuşmak için doğru hamleleri yapalım... Herkese güzel hayaller...
YanıtlaSil👍
Silİnsan hayal kuracak ki ona ulaşabilmek için çabalasın. Mesele hayaller değil o hayallere bizi ulaştıracak hamleler... Önce hayal edelim sonra hayalimize kavuşmak için doğru hamleleri yapalım... Herkese güzel hayaller...
YanıtlaSil"Paketin dizaynındaki albeniyle kendisini iyi gösteren ama içindeki iyi çıkmayınca bir daha tercih edilmeyen ürün gibiydi."
YanıtlaSilŞimdi insanların çoğu tam da bu tarife uyuyor.
İnsan nasıl da kendimi kazıklanmış hissediyor öyle durumlarda dimi 🌿
SilKaleminize sağlık.cok güzel bir yazı 👍
YanıtlaSilHedefi tutturmak değil önemli olan kalıcılığı sağlamak.
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı emeğinize sağlık
Süreklilik gerek …
SilOkurken tüylerim diken diken oldu eski bir beyaz yakalı olarak... Bir keresinde çok rezil olmuştum bir iş yemeğinde, çok biliyor gibi davranırken...
YanıtlaSilDeneyim başka bir şey... Bilen birinin yaptıkları öyle kolaymış gibi duruyor ki... Hani usta bir futbolcunun, basketçinin topu atışı sanki çok kolay gibi ama bir yapmayı deniyorsun, meğer ne zormuş diyorsun...
İnsan sonucu ister görüneni ister ama o görünmeyenin bir de arkası var …
YanıtlaSil‘İki toplantıya giriyor’ … oysa görünenin arkasındaki birikim içine girdikçe anlaşılır…tıpkı uzaktan sade, derinine indikçe muazzam bir organizasyonu fark etmek gibi…
YanıtlaSilHiçbirşey gözüktüğü gibi değil gerçekten✌️
YanıtlaSilUlaştığımız hedeflerimizde kalıcı olabilmek için en büyük gücümüz ve çantamızda taşımamız gereken en önemli malzeme; olgunluk...
YanıtlaSilHayallere bırakılırsa hayat ne kadar uçuk kaçık oluyor.. Ayakların yere basması kadar guvenli bir durum yok. Gerçekten gerçeklik büyük bir konfor... Elinize saglik
YanıtlaSilYeni nesil biraz böyle...
YanıtlaSilYönetici olmayı mı onun sonuçlarını mı istiyor insan?
YanıtlaSilKaleminize sağlık insan hak ettiğinden fazlasını isteyince o hayal edilen çok istenen şeyin götürdükleri getirdiklerinden çok oluyor
YanıtlaSilDinamik oldukları düşüncesiyle gençler hızla yükselip yönetici koltuğuna geçiyorlar. Fakat yükseldiklerinde de arkalarını kendilerinden yaşça büyük ve daha kıdemli olanlar topluyor. Kendisinden yaşça büyük insanları yönetmeleri, daha az emek vermeye devam etmelerine yol açıyor. Burada mesele deneyimli kişilere yönetici olma fırsatı verilmemesi.
YanıtlaSilNihayetinde asıl meselenin hak etmek ve gayret göstermek gerektiğini anlıyoruz …
YanıtlaSilHayallerimizi gerçekleştirmek için çaba sarf ediyoruz ama ulaşabilecek hedefler koya biliyor muyuz?
YanıtlaSilİnsan sadece istiyor, ancak o isteklerinin bedelini ödemeye razı olduğunda istediğine ulaşma hakkı oluyor, ulaştığı yerin hakkını verebiliyor. Kaleminize sağlık...
YanıtlaSilBaşarıda süreklilik gerekir. Bunun için azimli ve sabırlı olmak, olmazsa olmaz iki erdemdir.
YanıtlaSil