Bir Yaz Meltemi Olmak İster misin?

Bir Yaz Meltemi Olmak İster misin?

Bulutların griden gece mavisine döndüğü, yağmurun bir o yana bir bu yana yönünü bilmez gibi yağdığı insanın içini üşüten bir gün… 

Yağmur damlaları, rüzgâr nereden eserse o yöne savruluyor. Bir düzeni yok; karmakarışık. Yönünü bilmemek ne fena!

Düzen her yerde şart, doğada bile!” diye düşündü, sonra güldü kendi düşüncesine. 

“Ah Meltem, elinde olsa yağmuru bile tek nizamda yağdırırsın şükür ki senin kontrolünde değil.” diyerek yüzündeki tebessümü sürdürdü.

Farklılıklar

Çoğu insan böyle rüzgârlı, yağmurlu, gri günleri sevmezdi. Meltem ise pek severdi. Zaten herkesin aksine bir karakter olmasından sebep olsa gerek ‘aksi’, ‘ters’, ‘muhalefet’ gibi sıfatlar ona çokça yakıştırılmıştı. 

Tüm arkadaşlarının bolca ‘evet’ ile onayladığı buluşma yeri için Meltem içinden ‘hayır’ çığlıkları atmak isterdi. Neden daha farklı bir yerde olmalıydı ki? En son buluştukları mekan gayet iyiydi. Şimdi yeni bir yer, menüsü nasıldır bilinmez... Otoparkı var mı yok mu? Yoksa hadi bir de yer ara. Arkadaşlarını çok sevdiğinden diline yansımasa da, bu düşüncelerle boğuşurken, yüzüne hemen yansırdı onun koskocaman ‘hayır’ı. 

Ben Mutsuz muyum?

Arkadaşları böyle zamanlarda “Seni tanımasak gıcıklığına böyle davrandığını düşünürdük.” diye küçük ve sessiz sitemlerde bulunurdu. Anlamazdı bu sitemleri. Sonuçta herkes için iyi olanı istemek ne zaman gıcıklık olmuştu? Kırılırdı ama bunu da belli etmezdi. Ya da etmediğini zannederdi...

Bu düşüncelerle ofise varmıştı. Paltosunu asar asmaz mutfağın yolunu tuttu. Günlük rutini olan ıhlamur çayını hazırlamak için sabırsızlanıyordu. Köşede duran iki kişiye “Günaydın!” diyerek devam ederken bir anda seslerini duydu: “Meltem mi Poyraz mı belli değil!” diyordu biri. Diğeri de “Günaydın diyor ama surat yine asık. Bu kadın hep mutsuz. Ne zor bir hayat!”

Kalakaldı olduğu yerde. Söylenenler kendisi hakkındaydı. Mutsuz değildi ki. Poyraz hiç değildi! Peki neden insanlar onun hakkında böyle düşünüyordu? Kendisi için ne düşünüldüğünü oldum olası merak etmezdi ama bu sefer başkaydı. Neden insanlar onun mutsuz olduğunu düşünüyordu, kendisi mutlu iken? Ya da mutlu muydu gerçekten?

Ihlamuru elinde derin düşüncelere dalmışken arkadaşlarının sözleri de kulaklarında çınlıyordu. “Bir şeyler yanlış gidiyor.” diye geçirdi içinden. Birine danışmaya ihtiyacı vardı. Kendisine taban tabana zıt olan ama çocukluktan beri arkadaşlıkları bu zıtlıkta harmanlanmış dostunu aradı. Meltem göremese de emin olduğu o yüzündeki kocaman gülümseme ile açtı telefonu Aslı. Bu kız nasıl bu kadar enerjikti? Sabah saatin 8’i…

Birbirlerinin hal hatırlarını sorduktan sonra Meltem konuya girdi. Aslı’ya yaşadıklarını, hissettiklerini, kendi ve çevresindekiler hakkında anlamaya çalıştıklarını anlattı. Arkadaşı onu bir yandan sessizce dinlemeye çalışırken bir yandan da arada espriler yaparak konuşmanın seyrini değiştiriyor, araya gülüşmeler giriyordu. “İşte tam olarak bu!” dedi Meltem. “Bende bu yok mesela. Biri ciddi bir konuyu anlatırken ben gülümsemem, espri yapmam ve sakince dinlerim. Hemen problemi analiz etmeye başlar, çözümlerle ilgili konuşurum. Hatta çoğu zaman karşımdaki insan acı gerçeklerle karşılaştığında daha da gerilir ve konuşma bir yerden sonra karşımdakinin benden uzaklaşması ile biter. Bu kişilerle uzun zaman görüşmediğimiz de olmuştur sonrasında.”

Telefon görüşmesini Aslı’nın Meltem’e düşünmesi için sorduğu birkaç soru ile sonlandırdılar. 

İlk olarak Aslı çevresindeki insanları bir süre gözlemleyecekti. 

Olaylara karşı Meltem’in verdiği tepkilerden farklı nasıl tepkiler veriyorlardı? Bir şeyin sonundaki ödülü düşünmek ona varmak mıydı? Onları motive eden ödül olsa da önündeki sıkıntıları yaşamak istemeyip geri mi çekiliyorlardı? Bir ortamda insanlar ile gidip hemen konuşabilenler kimlerdi? Bu tarz ortamlarda bulunmayı sevmeyip, bulunmak zorunda kaldığında bir kenarda duranlar kimlerdi?

Sonra kendi tepkilerini gözlemeyecekti. Bir işe başlamadan önce kaç defa düşünüp planlar yaptığını… Hızlıca o işi yapıp sonra hatalarını düzeltmeye çalışanları…

Farklılıklar

Başka Bir Ben

Üç hafta kafasında bu ve benzeri sorularla hem kendini hem de çevresindekileri inceleyerek geçiverdi. İnsanlardaki benzerliklere şaşırdı. Sanki iki grup vardı. 

Çevresi ile daha haşır neşir olanlar, bir de çevreden daha kopuk, daha kendi dünyasında yaşayanlar… 

Kahkahaları bütün uzuvları ile atıyormuş gibi görünenler, gülümsemesinde bile “Acaba gülüyor mu ki?” diye düşündürenler… 

“Birazdan ordayım.” deyip bir saat sonra toplantıya gelenler, toplantı saatinden bir saat önce gelip bekleyenler…

Aslı ile o günkü konuşmalarında daha farklı hissetti kendini. Birkaç espri ile son üç haftasını anlatırken kendi ile eğlendiğini bile fark etti. Sanki Aslı'daki o zıtlıklar artık kendisine geçmiş ve iki dişlinin birbirinin içine oturması gibi bir denge oluşmuştu Meltem’de. Tabi daha yolun başındaydı. Birkaç farklı tepkisi ile değişen dünyası kim bilir daha ne kadar değişecekti?

“İşin sırrı farklılıkları anlayıp önce kendindeki tepkileri değiştirmekte.” diye düşündü. Bu farklılıklar bir araya geldiğinde güzel bir denge oluyordu.

Ertesi gün ofise vardığında elinde evden çıkarken köşedeki çiçekçiden satın aldığı rengarenk çiçekler vardı. Her zaman yaptığı gibi paltosunu asmak ve ıhlamurunu hazırlamak yerine, çiçekleri koymak için etrafta uygun bir şeyler aramaya başladı. Yeni başlayan iş günü ofisten içeri birer ikişer girmeye başlayan iş arkadaşlarının sesleri ile dolmaya başlamıştı. Gördüğü kişiler bir Meltem’e bir çiçeğe bakıyorlardı. O ise kocaman bir gülümseme ile “Günaydın!” diyerek etrafa bakınıyordu. O sırada işitti. Az önce yanından geçen iki kişi konuşuyordu. “Bir yaz Meltem’ine dönmüş sanki, gözlerinin içi gülüyordu, hayret. Dünya tersine mi dönmeye başladı acaba?”

Meltem’in yüzüne daha da kocaman bir gülümseme yayıldı. Çiçekler için bulduğu vazoyu alarak, dilinde mırıldandığı şarkı ile ofise doğru yöneldi.

Bütün mesele bugün karaya bir damla ak düşürmek...
Ortalığı beyaza bürümek değil...

Y.H.

Yorumlar

  1. Farklılıklar bir araya geldiğinde güzel bir denge oluyordu🌸

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanlar karşısındaki kişi farklı olunca çekiniyor veya iletişim kurmak istemiyor. Oysa karşımızdaki insan bizden farklıysa ondan çok şey öğrenebiliriz.

      Sil
  2. Çok güzel bir yazı emeğinize sağlık. İnsanın önce kendisini sonra çevresindekileri tanımasıyla hayatındaki renkler değişiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanın kendini tanıması da kolay olmayabiliyor. Bu noktada Kim Kimdir ve İlişkilerde Ustalık Seminerleri faydalı ve keyifli oluyor.

      Sil
  3. Selam ve tebessüm çok kıymetli iki kavram.Bunların cimrisi olmayalım😇

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel dediniz, cimrilik sadece parayla alakalı bir kavram değil :))

      Sil
    2. Evet. Güzel davranışlar konusunda da cömert olmalıyız. Bu kısım daha zor galiba :)

      Sil
  4. Bütün yazılarınızda kendimden bir parça bulmam:))

    Kim Kimdir? seminerinize katılınca anladım neden böyleymiş ve istediğim kısımlarda nasıl ufak rötuşlar yapabilirim kendimde...

    Şimdi eski kendimi başkalarında görüyorum; bana benzemeyen o gıcık tiplerle de barıştım kendi içimde😊

    Emeklerinize sağlık. Bana başka bir ben hediye ettiniz🥰

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel geri bildirimleriniz için teşekkürler

      Sil
    2. İnsanın kendisine verebileceği en güzel hediye kendisini tanımak, kendisini tanıdıkça ne çok şeyi tanır hale geliyor.

      Sil
  5. Meltem mi Poyraz mı belli değil! Tam bu cümle olmasa da bende böyle cümleler durdum. Dışarıdan sert görünen tanıdıkça insanların sevdiği biri oldum. Ama o tanıma kısmına gelene kadar da çok zaman geçiyor... İyi ki Kim Kimdir var ve nasip oldu, iyi ki...

    YanıtlaSil
  6. Karakter katıp gülümseyenlerden olmak ne güzel :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanın davranışlarını değiştirmek için çaba sarf etmesi çok değerli.

      Sil
    2. Sürekli aynı şeyleri yapmak yerine ezberleri bozmak nasıl olur acaba? Bu sorunun cevabını bulduğum yazı için teşekkür ederim.

      Sil
    3. Ben böyleyim diyerek kendimize güzel şeyleri eklemeden gideceğimiz yer değil bu dünya. Hep daha iyi ben için çaba göstereceğimiz, sürekli daha iyi versiyonumuza ilerleyeceğimiz bir dünya.. Daha iyi bir hayat için daha iyi bir ben lazım..

      Sil
  7. DTO eğitimleri sonrası insan aynadaki kendiyle tanıştıktan sonra çok başka bir versiyonuna doğru bir yolculuk başlıyor ve bu hem bizim hem de çevremizin beğendipi bir ben oluyor.. Bu yolculuğa çıkmak isteyenler deneyimsel tasarım öğretisi seminerleri tüm soruların cevaplarını bulabileceğimiz yer.. ama tüm cevapların

    YanıtlaSil
  8. Gülümsemenin gücü😊🙏🏻çok güzel bir yazı elinize sağlık👏🏻

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maliyetine karşılık imkanı yüksek olan şey gerçekten gülümseme. Yüzümüzden tebessüm eksik olmasın :)

      Sil
    2. Hakikaten gülümsemek apayrı bir albeni 😊

      Sil
  9. Zıtlıkları bir arada barındırmak ne güzel şey :)

    YanıtlaSil
  10. Farklılıkları fark edebilmek ve kendine kattıkların çok önemli gerçekten. kaleminize sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder