YILDIZ KAYMASI
Hasan derin düşüncelere dalmıştı; "Nerede o eski günler" diye düşünürken içeriden gelen sesle kendine geldi.
“Hasaaaan!”
Oturduğu koltukta hafifçe doğruldu. İçerideki ses tam gaz devam ediyordu.
“Ah Hasan ah, saçımı süpürge ettim, şu Handan Hanım'ın köpeği kadar değerim yok. Köpeği her gün dolaşmaya çıkartıyorlar ama Nilüfer kim ki? Değil mi? Yemek yapsın, ütü yapsın, şunu yapsın, bunu yapsın... Ev desen bende, çocuk desen bende… Dersiydi, okuluydu, kursuydu, yoruldum artık. Hayır yani bari değerim bilinse... Değerimi bilen de yok. Peki ya sen? Koltukta ancak köşe minderi gibi otur. Çayı elinde gazetesi önünde tüm gün haber izle… Haber biz olmuşuz haberin yok!”
Hasan ise hala oturduğu yerde, "Ah ah nerede o eski evlilikler?” diye, fon müziğinde hayalindeki Nilüfer ile hayaller kurmaya devam ediyordu. Kendi kendine "Ah nenem ah! Dedeme gık bile demezdi.” Neydi onların ilişkisini o kadar sıkı yapan? O evliliktiyse Hasan’ın yaşadığı neydi?
Dedesi, nenesinin gözünün içine bakar, o sofraya oturmadan eline kaşığı almazdı. Nenesi de dedesini hiç üzmezdi. Dedesi ne sorsa” Sen bilirsin bey…” deyip susardı. Ana dedesi ninesinin ne istediğini ondan iyi bilirdi. Evde birlikte aldıkları kararları uygularlar, dışarıda tek bir birey gibi davranırlardı. Nenesi dedesinin sevdiği yemekleri yapar, o tarladan gelince yorgunluğunu gidermek için elinden geleni yapardı. Dedesi de biricik karısına hiç kıyamazdı. Birbirlerinin gözlerine bakıp ne demek istediklerini hiç konuşmadan anlarlardı.
İki ilişkiyi bu kadar farklı yapan neydi?
Hasan ilişkisinde dengeleyemediği şeyi bir türlü bulamıyordu. Birileri böyle bir evlilik yürütebildiğine göre çok zor olmamalıydı.
“Sadece sosyal medyada fotoğraf paylaşmak mıydı mutlu olmak? İçinde gerçeklik olmadıktan veya genele yayılmadıktan sonra o mutluluk olur muydu?” diye düşündü. Yıldızların altında oturmak güzeldi de her şey o yıldız kayana kadardı…
10 yıldır evli olduğu kadın kimdi? Evlenirken ki o heyecan nereye gitmişti? Neden evlendikten sonra balkabağına dönmüştü her şey? Evlenmeden önce şiirler okuyan, tatlı tatlı konuşan kadın gitmiş, yerine sürekli şikayet eden cırcır böceği gelmişti.
Tabii ki bunlar sadece Hasan’ın düşüncelerdeydi. Bunları Nilüfer'e söylemek ne mümkündü?
Söyleyebileceklerinden birisini özenle seçti Hasan. “Hayatım hadi gel, bir kahve yap da karşılıklı içelim.” diyerek eşine seslendi.
Bu işleri kim yapsın?
Aldığı karşılık “Tabii ya tabii onu da ben yapayım, aman sen keyfini bozma.” oldu.
Hasan'ın amacı aslında iki çift laf etmek, ilişkileri hakkında konuşmaktı. İyi kıyaslar sunarak hatalarını görmeye çalışmaktır. “Nerde eski evlilikler, nerde şimdiki evlilikler…” Aslında isteği geçmişten biraz deneyim almaktı. Ama Nilüfer'in onu dinlemesi bir mucize olacaktı.
Nilüfer söylene söylene de olsa elinde kahvelerle geldi. Dışarıdan bakınca cam kenarında oturan bir çiftti onlar ama gerçekte evli mutlu çocuklu gitmiş, yerine evli ama hala endişeli gelmişti.
Hasan, “Nilüfer acaba artık çalışmasan mı? Çok yoruluyorsun, ev- iş seni çok yoruyor sanki. Haliyle senin sayende beni de yoruyor.“ dedi ve gülümsedi.
“Beni bir kez olsun anladın ama yanlış anladın sanırım. Ben çalışmayı çok seviyorum. işi bırakmak istediğim de yok ama bütün yük benim üstümde. Diyorum ki; sen de çalışıyorsun ben de. Yeri geldiğinde yemek yapsan, çocuklarla da sen ilgilensen olmaz mı? Böylece ben de çok yorulmamış olurum.” diye karşılık verdi Nilüfer.
Hasan, “Çamaşırları da ben yıkayayım istersen, evlere temizliğe de gideyim hem ek para kazanırım.” dedi, kinayeli kinayeli.
“Ay hiç fena fikir değil, olabilir aslında.” dedi ve ağzının ucuyla güldü Nilüfer… İkisi de eteğindeki taşları dökmüştü.
Peki ama bir evde güç göstergesi yapmak kime ne kazandırırdı ki? Hasan bunu bir yere varmayacağını anladı, geri çekildi. Niyeti ne Nilüfer’i kırmak ne de haklı çıkmaktı. Nilüfer bir seçim yapmıştı ve şimdi ise bedelini Hasan’ın ödemesini istiyordu.
“Hayatım ben senin bu durumuna üzülüyorum. Sana çözüm olarak çalışmamanı önerdim ama ille de çalışacağım diyorsan şikayet etmenin sana bir şey kazandırmayacağını bilmelisin. Çünkü her şikayetin çözüm bulmanı daha da zorlaştırıyor. Şikayet etmek kimin problemini çözmüş ki sana da çözüm olsun?” dedi ve oturduğu yerden kalktı.
Nilüfer “Tabii ya tabii, ben kimim ki, özgürlük benim neyime? Ne istediğim oldu ki bu zamana kadar, bundan sonraki olsun... Senden bir şey isteyen de kabahat!” derken tam yarım saat hayıflandı ve sonuca ulaşamayan sorunu yine ortada kaldı.
İnsan bir seçimde bulunduğunda seçiminin getirdiği olumsuzlukları yaşamak istemez. Hem onu hem diğerini istiyorum derken problemini çözemez, bocalar durur.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: herkes kendi seçimlerinin sonuçlarını yaşar. Ve seçilen her şeyin, verilen her kararın getirdikleri kadar kişiden götürdükleri de vardır. İnsanın yapması gereken iyice düşündükten sonra artısı ve eksisiyle bir karara varmaktır.
Peki biz seçimlerimiz nasıl yapıyoruz?
Her seçim bir vazgeçiştir.
YanıtlaSilHatamız, seçim yaparken getirilerine odaklanmamız oluyor. Oysa götürülerine baksak, o zaman bunu biliyordum ve kabul etmiştim, diyebileceğiz.
İnsan kendisine ne kadar yük olabiliyor bazen...
YanıtlaSilHer seçim bir vazgeçiştir... ne kadar anlamı, kaleminize sağlık...
YanıtlaSilDTÖ'nün belki de en güzel yanı hayatın ta kendisi olması. Bu yazıların örneklerle açıkladığı sayısız nimet var bizler için. Çok teşekkürler
YanıtlaSilİnsan kendinden yana olunca karşı tarafın uzattığı zeytin dalını da anlayamıyor ...
YanıtlaSilSeçimlerimiz hayatımızı şekillendiriyor, insan ise çoğu zaman ne kadar da sonu yokmuş gibi davranıyor seçimlerinde, nasılsa bu olmazsa bu olur diyerek...
YanıtlaSilİnsan dilediğince yaşamak istiyor ama o isteklerin beraberinde getirdiği sorumlulukları almak istemiyor. Oysa sorumluluğunu almadığımız hiçbir şey gerçekte bizim olmuyor
YanıtlaSilHer seçim aslında diğer birçok şeyden vazgeçiştir.. ve şikayet ettikçe nasılda çözümden uzaklaşıyor insan hiç bilmeden…
YanıtlaSilSeçimlerimizin sonuçları belirlemesi…
YanıtlaSilİnsan yaşadığı problem bir anda oluşmuş gibi bir hamlesi ile yaptığı olumlu davranışın karşılığını alabilceğini her şeyin düzelebileceğini zannediyor ne garip!
YanıtlaSilHayatımızın sorumluluğunu geri almamızı öğreten deneyimsel öğreti eğitimlerine iyi ki gelmişim... yazanın kalemine sağlık...
YanıtlaSilInsan secimlerinin sonuçlarını iyi düşünerek kararlarını aldiginda zorluklara katlanması da kolaylaşır, kaleminize sağlık, teşekkürler
YanıtlaSilİnsan seçiminin sonucunu iyi düşünerek karar aldığında gelecek olan zorluğa katlanması da kolaylaşır, teşekkürler, kaleminize sağlık
YanıtlaSil