SIK DİŞİNİ
Melike doktor; 23 yıllık deneyime sahip, hastalarına fayda vermeyi amaç edinmiş bir diş hekimiydi. Bugüne kadar birçok insanın derdine şifa olmuştu ama bu seferki bir başkaydı.
Hastasını muayene ettiğinde önce neler olup bittiğini anlamaya çalıştı. Aysel hanımın dişleri vardı olmasına ama güldüğü zaman dişleri hiç görünmüyordu ve minnacık kalmışlardı. Ne yese ağrı yapar duruma gelmişlerdi, dudakları adeta ağzının içine gömülüyordu.
Melike Doktor: Aysel hanım, 42 yaşındasınız, hayatınızda yıllardır çözmeye çalışıp da bir türlü çözemediğimiz problemleriniz var mı?
Aysel Hanım: Ahh ahh. Doktor hanımcığım nasıl anlatacağımı bilemiyorum.
Kendimi hatırlamaya başladığımdan itibaren anne ve babam çalıştığı için kardeşimle hep ben ilgilendim. Okula götürülmesinden, getirilmesinden, ödevlerinin yaptırılmasından, gece uyutulmasından tutalım taa banyosunun yaptırılmasına kadar. Öyle bir hareketli çocuktu ki, ödev yaptırırken bir dakika oturmazdı. Banyoda iken denizde yüzer gibi küvette çırpınırdı. Sonra babam ayrı bir âlemdi. Hayatımız boyunca babamı bir şey yapılacakken ikna etmeye çalıştık. O da sanki inadına yapar gibi Nuh diyordu ama peygamber demiyordu.
Bizden Farklı Olan, Zorluk Olsun Diye Mi Vardır?
Ahh daha bitmedi; okulda öğretmenim bir kelimeyi bile yanlış yazsak bize on sayfa ödev yapma cezası verirdi.
Okudum, meslek sahibi oldum ve çalışmaya başladım, yine bitmedi. Dediğim dedik bir patron, insan hiç mi etrafındaki bilirkişilere danışmaz yahu? Neyin ısrarı hala anlamış değilim.
Bitti mi? Bitmedi tabi ki. Evlendim, eşim nasıl olsa beğenirsiniz? Bildiğiniz Nemrut, surat bir karış, hele akşam yemeğini vaktinde hazır etme. Ne yapayım o suratını görmemek için çoook kez annemden yemek alıp eve getirdim. Tek bildiği, yemekten sonra koltuğuna kurulup çay içmek ve gazete okumak.
Bir de bana ne diyor biliyor musunuz? Aysel, sen ne çok konuşuyorsun. Tabi ki de cevabımı verdim; "Allah seni bana sevgiyi öğrenesin diye gönderdi ama nerdeee, sen anca böyle otur ve çayını iç, gazeteni oku. Bütün her tarafım kızardı, bak ne hale geldim, doktora gittim, dedi ki sıkıntıdan olmuş. Ah doktor bey, sen benim hayatımın ne kadar zor olduğunu biliyor musun? dedim. Şimdi diyeceksin çok konuşuyorsun. Ben susarsam var ya. Susmuyorum işte, neden susuyor muşum? Ama bak gene hakkını yememek lazım, işine gidiyorsun, evine para getiriyorsun, çocuklarla ilgileniyorsun."
Ben bunları yaşarken annem ne dedi biliyor musun doktor hanım; "sık dişini evladım." İşte ben hep dişimi sıktım.
Hakikaten de Aysel Hanım öyle böyle değil, dişini hep sıkmış ama problemlerine bir türlü çözüm bulamamıştı.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; "İnsan tanımazsa, tanımlayamazsa, anlayamaz ve davranışların sebebini bilmediğinde karşısındaki insanı değiştirmeye çalışır."
Neden o şekilde davrandığını bildiğimizde, zayıf yönlerini geliştirecek görevler vermeye başlarız. Karşımızdaki insan hem öğrenmeye başlar hem de aşırılaştığı yönlerini törpülemeye başlar…
Ama ne zaman; İnsan Tanıma Sanatı’nı öğrenmeye ve hayatımızda uygulamaya başladığımız zaman…
Güzel bir yazı olmuş
YanıtlaSilÇok güzel
YanıtlaSilÇok güzel
YanıtlaSilHerkes neden bu kadar farklı? Bu farklılıkları yönetebilmek gerçekten bir marifet..
YanıtlaSilİnsanlar birbirlerini tanımadıkları için ne kadar da çok sorun yaşıyor... Eğitimle birlikte "gerçekten" tanıyabildik. Böylece o diş sıkmalar azaldı 😊
YanıtlaSilTanıma, tanımlama ve sonrasında anlama, hayatın problemli hale gelmemesinin ilk kuralı; aslında çoğu şeyi tanımak istemiyor insanoğlu, göz çekip yaşama konforunda kalmak istiyor.
YanıtlaSilTanımayı aktive etmek için tüm canlıların ortak noktası Yaratıcımızı merak etmekle başlar. o zaman O'nun yarattığı her şeyi ve her bir kimseyi merak eder hale geliriz:)
Farklılıkları anlayıp yönetmek aynı zamanda insanı hem marifetli hem güçlü kılar :)
YanıtlaSilKeyifli yazı için teşekkürler 🍃
İnsan karşı tarafı tanırsa gerçekten sabretmeyi öğrenebiliyor. Farklı olanların farklılıklarını kabul etmeyi…
YanıtlaSilEmeğinize sağlık
YanıtlaSilFarklılıkları tanımlayıp yönetebilmek, aşırılıklarımızı törpülemek için bir işaret olduğunu anlamak ne büyük konfor.
YanıtlaSilKatlana katlana büyümüş problemlerimiz aslında çok sade olarak farklı olan mizaclarimizdan kaynaklanabiliyor...Aslında basit yapısıyla çözümü de basit olacakken nasıl da kendimize kötülük ediyor meseleyi daha karmaşık hale getiriyoruz. Çok sade anlatımından dolayı yazanın ellerine sağlık..🌹
YanıtlaSilEmeğinize sağlık
YanıtlaSilİnsan tanımazsa karşı tarafı anlayamaz ve değiştirme çabaları başlar. Tanımak gerekli...
YanıtlaSilAslında niye karşıdakinin böyle davrandığını anlayabilsek, ve kabul edebilsek o zaman gerçekten o kişinin de tek yönünün öyle kötü olmadığını görebiliriz :)
YanıtlaSil