BİRAZ DENEYİMİM OLSUN
Çalışma hayatımın ilk iş günüydü. Yeni bir ortam, öğrenmeye yeni başladığım iş, farklı kişiler… Her şeyin başlangıcında olduğu gibi çok heyecanlıydım. Çalışmaya başlayacağım binanın önüne geldiğimde, bina gözüme devasa gelmişti. Biraz ürktüm. İçeriye girdim, güvenlik "Kime geldiniz?" diye sormuştu. "Melek Hanım’a geldim." dedim. "Yoksa siz yeni başlayan personel misiniz?" deyip hemen kartımı uzattı. Turnikeden geçip yukarı çıkmamı söyledi.
Yukarıya çıktığımda açık ofis alanıyla karşılaştım. Melek hanım beni görüp yanıma geldi. "Hoş geldin! Hadi gel, hem ofisi gezelim hem de çalışma arkadaşların ile tanış." diyerek beni ofistekilere tanıttı. Çalışacağım masayı gösterdi, "Sen yerleş birazdan geliyorum." diyerek yanımdan ayrıldı. Bir süre sonra elinde dosyalarla geldi. "İlk işin bu dosyaları düzenlemek olacak. Ben de bu işe başlarken ilk yaptığım iş bu olmuştu. Kulakları çınlasın işini iyi bilen, yaptığını bir düzen içerisinde yapan bir müdürüm vardı. Beni de o yetiştirdi. Şimdi ben de sana hem tecrübemi hem bilgilerimi elimden geldiğince aktarmaya çalışacağım." dedi.
Çok rahatlamıştım sıcak karşılanıp, samimiyet görmüştüm. Melek Hanım, işin püf noktalarını açıklayarak anlatıyordu. "Tabii bu işte başarılı olmak senin elinde." diye eklemeyi de ihmal etmemişti. "Bizim meslekte en önemli şey, dikkatli kontroldür. Eğer biz dikkatli olmazsak, yanlış olduğunda yine biz çözmek durumunda kalacağız. Zamanla yaptığımız şeyi sen de daha iyi kavrayacaksın. Böylelikle bir sonraki adımda ne ile ilişkili olduğunu çözer hale geleceksin. Başta bunu görürsek işimiz daha da kolay olur. Bizim bölümü bilgileri toplayan ve bu bilgiler doğrultusunda işlemleri koordine eden bir bölüm gibi düşün." dedi ve işimle beni baş başa bıraktı…
Deneyim mi? Yaşanmışlık mı?
İşe başladığım hafta şirkette Melek Hanım’ın 25. yılı dolmuştu. İşe giderken heyecanlanıyordum. Bu sefer ki heyecanım yeni şeyler öğrenmenin ve bunu doğru kişiden öğrenmenin heyecanıydı.
Zaman nasıl akıp geçiyordu hiç anlamıyordum. Ben yeni sürecime alışmaya çalışırken, okuldaki samimi arkadaşlarımdan Nur aradı. "Seni bayağıdır göremiyorum. Neler yapıyorsun? Buluşalım mı?" dedi. Ben de onu özlemiştim, o hafta sonu buluştuk. Okuldaki anılarımızı hatırlayıp, yaşadığımız güzellikleri yeniden andık. Okuldan sonraki hayatımız ise çok daha farklıydı. Her ikimiz de çalışma hayatına atılmış, insanın ayaklarının üzerinde durmasını öğrenir olmuştuk. İlk önce o sordu; "Nasıl geçiyor günlerin, neler yapıyorsun?" Yeni bir şirkete başladığımı ve çok iyi bir yöneticiye denk geldiğini anlattım. Derin bir iç çekti. "Ben senin kadar şanslı olamadım." dedi üzülerek. "Ben de bir şirkette başladım ama öyle bir ortamı var ki! Yöneticilerin insanları kıyasıya yarıştırmasına ve çalışanların birbirlerinin ayaklarını kaydırmalarına şahit oluyorum. Sen ne kadar şanslıymışsın. Biraz deneyimim olsun diye sabrediyorum." diye ekledi.
Aynı umutlarla başlayan hayat, ikisinin karşısına bambaşka kapılar açmıştı. Birisi başkasının deneyimlerini transfer etmeyi başararak deneyim kazanacak, diğeri ise kendi deneyimlerini oluşturmak için çabalayacaktı. Nihayetinde yol farklı olsa da varacakları yer ise aynı olacaktı. Bu sürecin sonunda başarabilirlerse ikisi de deneyim kazanacaktı. Yaşayıp geçmek yerine işe yarayan ve yaramayanları ayıklayabilirlerse deneyim elde edebileceklerdi.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; insanın yaşamış olduğu şeylerden deneyim çıkarması lazım ki başarılı olsun.
İnsanın ilişkisinden, ticaretinden bir çıkarım yapıyor olması çok kıymetlidir…
İlişkilerimiz veya ticaretimiz ise bazen iyi bazen çok kötü olabilir…
Burada bakmamız gereken yerler şunlardır:
- Doğrularımız neler, yanlışlarımız neler?
- İnsan hangi daha zoru başarıyor da, daha kolayı, basiti yapamıyor?
Nerede nasıl davranacağımızı bilmediğimizde, afaki davrandığımızda, olumsuz sonuçlarla karşılaşıyoruz…
Eğer bir başarı istiyorsak:
- Başarılı olan insanlar nasıl başarılı oldu?
- Başarısız olan insanlar nasıl başarısız oldu?
Gözlemlemek gerekir…
Hedefe giderken henüz bir problemle karşılaşmasak bile, cebimizde çözümün olması çok konforludur… "Hedeflediğimizi hedefleyen insanlar neler yapmış, nasıl davranmış?" Buraları görebilmek, anlayabilmek için deneyim transferi yapmaya ihtiyaç vardır.
Peki deneyim transferi nasıl yapılır?
Deneyimsel Tasarım Öğretisi bize bunların cevabını veriyor…
Benim de ilk iş deneyimim korkunçtu. Bu insanlar niye böyleler demiştim. Meğer tümü böyle değilmiş. Tabii bu kadar zorluktan sonra karşılaştıklarım bana çok kolay ve keyifli gelmişti.
YanıtlaSilDeneyim ile yaşanmışlık aynı şey mi? Teşekkürler.
YanıtlaSilİnsanın danışabileceği, modelleyebileceği birilerine sahip olması ne güzel. Ama sonuç olarak kötü yöneticiden de insan kendine deneyim transferi yapabilir; "Nasıl yönetici olunmaz."
YanıtlaSilDeneyim transferi nasıl ve daha da önemlisi kimden yapılmalıdır. Günümüzde insanların büyük çoğunluğu deneyim transferi yapması gerektiğini biliyor ama doğru kişiyi bulamadığını söylüyor. Doğru kişilerin tavsiyeleri çoğu zaman işlerine gelmiyor aslında. İnsan istedikten sonra bir martıdan bile deneyim transferi yapabilir.
YanıtlaSil