HER YERDE VAR OLMAZSIN...

Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın en büyük ihtiyacının iletişim olduğuna dikkat çeker. 

Bu Sabah Kar Yağarken…

Sabah çok yağışlıydı. "Güneş ne zaman açacak diye düşündü." Güneşli günler, havanın ılık olması onu hep mutlu ediyordu. Tabi ki kar da toprağa bereketti. Hatta evdeysen romantik bile sayılabilirdi. Yine de güneşi hiçbir şeye değişmezdi. Her akşam "Yarın sabah yürüyüşe başlayacağım." diye niyetleniyordu. Yine de her sabah bir bahane oluyordu yürüyememesi için. Bu sabah "Yağmur da olsa yürüyeceğim." dedi. “Kalk haydi!” dedi kendi kendine. Aslında hiç sevmiyordu yalnız bir şey yapmayı. İnsanlarla olmayı; beraber yemek yemeyi, koşmayı, eğlenmeyi ya da spor yapmayı çok özlemişti. Çok acayip ki biriyle kavga etmeyi bile özlemişti. 

Önceleri “İnternetten insanların hayatına bakayım en azından vakit geçer.” diyordu. Sonra iş arkadaşlarının orada yazdıklarının tam tersini söylediklerini duyunca; ne takip etmek, ne de internete fotoğraf koymayı istemişti. Önceleri çok şaşırıyordu; herkesin bir telaşla süslenip, kendilerini hiç olmadıkları gibi göstererek paylaşım yapmalarına. Sonra onları anladı. Bu insanlar hayattan tatmin olmuyorlardı. Gerçekten samimi ilişkilere, dostluklara muhtaçlardı. Tek bildikleri yol ise bu şekilde dikkat çekmek istemeleri ve aslında tatmin olmak istemeleriydi. İnsanlar arkadaşlarıyla sanal dünyada çok güzel sohbet ediyor, çiçek, böcek gönderiyordu. Ama gerçekte beraber bir şeyler yapabileceği bir insan bulamıyorlardı.

İnternet vasıtasıyla lise, üniversite arkadaşları ile yeniden görüşmeye başlamıştı. Tabi ki sanal ortamda. Ne zaman buluşalım dese çoğunluğun işi çıkıyor bir araya gelemiyorlardı. Zaten onlarla yüz yüze gelince sanki hiç tanışmamış, o yazıları, o samimi sözleri sanki onlar söylememiş gibi hissediyordu. Aynı ekonomi gibi sanaldı. "Sanal sevgi diye bir şey var galiba." dedi. Nerdeyse iki bin kişiyle gruplarda beraberdi. Ama yanında beraber pazar kahvaltısı yapacak arkadaşı yoktu.

Birkaç zamandır devam eden bir rahatsızlığı vardı. Ne zamandır erteliyordu. En sonunda zaman ayırabilmişti kendine doktora gitmek için. İstediği doktorun randevuları doluydu. Randevu bulamayınca hiç tanımadığı bir doktoru seçti ve muayeneye gitti. Doktor hanımı da çok gergin gördü.  "Nasılsınız?" diye halini hatırını sorunca doktor hanım "Teşekkür ederim. Bu şehirde yeniyim. Bu koca şehirde yalnız, evde yalnız, işte yalnız. Bu durum beni ekstra yoruyor. İnanın tüm gün burada yalnız çalışıyorum, çıkışta vaktim olmuyor. Trafiğe kalmayayım diye bir telaşla çıkıyorum iş değil ama iletişimsizlik gerçekten çok yorucu" dedi.

O kadar şaşırdı ki bir doktorun en azından birçok meslektaşı vardı, “Nasıl yani? Hayatın telaşında kaybolmak bu demek ki." dedi kendi kendine. Sonra kendini düşündü. Sürekli çalışıyor sonra hemen bir telaşla eve gelmeye çalışıyordu. Sanki yaşadığı hayat kendinin değil de bir filmi seyreder gibiydi. Hep aynı şeyler. Sürekli yetişme telaşı geriye acı bir tat bırakıyordu kendinde. "Bu hayatta insan ne ister acaba?" dedi. İnsanın aklına ev, araba, yat, kat, arsa geliyor ilk başta ancak sanki asıl istenenler bunlar değildi...

Paylaşamadıkça; üzüntünü, sevincini, hayatla ilgili tespitlerini... Hayattaki komik ya da hüzünlü şeyleri... Ne anlamı var diye düşünüyordu. İnternette çok vakit harcamasına sebep olan şey en azından vaktin geçmesiydi. Oysa bundan hiç tat almadığını, samimi bulmadığını fark etti. Artık gerçek iletişimleri, ilişkileri olsun istiyordu. Onun için insanlarla tanışıp, ilişki kurabileceği aktivitelere gitmeye karar verdi. İnsanın kendine ne kadar zulmettiğini fark etti. Artık daha telaşsız, yavaş, hissederek yaşayacaktı. Çevresi ile ilişki kuracaktı. Bu hayatta en gerekli şeyin kaliteli güzel ilişkiler olduğunu düşündü ve rahatladı..


AYNI ANDA HER YERDE VAR OLAMAZ İNSAN

İnsan bu hayatta bir yerde varsa bir yerde yok demektir. İnsan sevdiği her yerde var olmak ister. Ancak bu mümkün değildir ve bir yerde olamayan hiçbir yerde olamaz. Bu kadar iş ve yol telaşı da kişiyi insanlardan uzaklaştırır. İnsan tabiatı gereği birileriyle de iletişimde, ilişkide olmak ister. Her insanın beğenilmeye kabul görmeye sevmeye ve sevilmeye ihtiyacı vardır. Çok güzel bir arabamız vardır, iyi de bu arabaya arkadaş ya da ailem ile binince araba daha anlamlı. Arkadaşlarımızın, “ Hayırlı olsun güle güle bin." demesinin bir anlamı var. Bize “Ne güzel yapmışsın bu işi... Seninle vakit su gibi akıyor.” gibi cümleler duymak, yaptığımız işlerde onaylanıp, kabul görmek her insanı mutlu eder. 

Tabi ki hayatta hiçbir şey emeksiz olmaz o da “Haydi kalk bakalım” dedi kendine. "Haydi insanları tanımaya, sevmeye, ilişki kurmaya ve hayatı güzelleştirmeye kalk ve koş." dedi kendi kendine gülümseyerek... 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi ilişkilerin kalitesini arttıran ana kuralları açıklar. Çünkü kişinin iletişim kalitesi hayat kalitesini belirler. Kaliteli iletişim için ise iletişimin gerçeğini deşifre etmek gerekir. İletişim geçekte nedir ve nasıl olmalıdır? Dikkat edilmesi gerekenler nelerdir? Bunların hepsine yanıt verir. Çünkü bütün işler iletişim üzerinden döner...

Deneyimsel Tasarım Öğretisi "İletişim hayatımızın en önemli değil tek önemli şeyidir" der. 



Bütün mesele bugün karaya bir damla ak düşürmek...
Ortalığı beyaza bürümek değil...
Y.H.

Yorumlar

  1. İnsanın farkında olup yeni bir nakış açısıyla hayata bakmadı ne güzel

    YanıtlaSil
  2. Gerçek iletişimi keşfeden hayattan da tat almaya başlıyor 😊👍

    YanıtlaSil
  3. Ah ki ah😊
    Evde dört kişi
    Dört ayrı köşede cep telefonları elimizde
    Aynı evdeyiz ama farklı yerlerdeyiz

    Keşke farklı yerlerde iken farklı deneyimleri kazanıp aynı evde birbirimizle paylaşabilsek ne güzel olur değil mi?

    YanıtlaSil
  4. Bulunduğumuz yerde olmayı öğrenebilmek dileği ile

    YanıtlaSil
  5. Emeğinize sağlık çok güzel olmuş

    YanıtlaSil
  6. Ah günümüzde birçoğumuzun yaşadığı probleme parmak basmışsınız. Kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder